23 Aralık 2010 Perşembe

LOVE NEVER CHANGES

İşte şimdi tam da zamanı yazmanın dedim kendi kendime. Kafamı toparlamışken hazır, hazır seni tam olarak nereye koyacağımı bulmuşken tam da zamanıydı bunları anlatmanın.

Bunca yılın, onca emeğin ardından buradaki ilk yazı kesinlikle sana dair olmalıydı. Yıllarca yanı başındayken karaladığım kelimeler, şimdi sensiz dökülüyorlar. “Okusana bir...” diyebileceğim yakınlıkta değilsen bile, biliyorum ki hayatımın sonuna kadar beğenir misin diye merak edeceğim. Yazılarım hep sana layık olma derdinde olacak. Tıpkı sözlerim gibi... Tıpkı duruşum gibi...


Neredeyse bir yıl sonra, ilk kez gözlerime baktığında “Koçum benim.” dedin ya bana, neler ifade ettiğini bir bilsen... Sensiz geçen ilk yılımda, beni inciten her kim varsa, ne güzel cevap verdin onlara. Duymadılar ama duymalarına hiç de gerek yok desene.


Gözlerimi kapatıp seni her düşündüğümde “iyi ki” ile başlıyor cümlelerim. İyi ki sen çıkmışsın karşıma. İyi ki öyle bakmışsın bana. İyi ki onca yıl bana bir tek sen dokunmuşsun. Sanki beni bütün kötülüklerden korumuşsun. Nadide bir taşmışım gibi en güzel yerlerde muhafaza etmişsin. Ben senin yanında hep prensesmişim. Hiç dillendirmemişim ama hep bilmişim.


Ve zamanı gelmiş artık yanında olmamalıymışım. Onca zaman birbirimizi göklere doğru çıkarırken, bir an gelmiş asılı kalmışız. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, bakmışız ki aşağı çekmeye başlamışız birbirimizi... Düşüşe direnmek nafileymiş. Debelendikçe hız kazanıyormuş insan. Daha hızlı çakılıyormuş yere. Ne kadar isterdim seninle göklerde kalmayı ama mümkünatı yokmuş meğerse. Saçlarıma düşen ilk beyazı sensiz göğüslemeliymişim.


O kadar büyütmüşüm ki seni içimde neredeyse hiç yalnız hissetmedim kendimi. Filmler yanı başımdan hiç ayrılmadı. Hallelujah dinledim defalarca. Yemek hiç yapmadım nedense. Elim gitmedi belki de. Sevgili demek az geliyor şimdi sana. Yol arkadaşımdın sen benim. Ama ne mutlu ki sensiz de idare edebildim.


Şimdi diğer odaya geçecek cesareti bulmuşken kapıyı açmanın zamanı geldi. Şimdi bana izin vermelisin. Birini daha, seni sevdiğim gibi sevebilmeliyim.


Sevgi değişmez derdik ya... Evet, sevgi değişmezmiş ve asla bitmezmiş. Dönüşürmüş. En makbulü de esasen buymuş.


Kasım 2010, Kabak